ŞABAN AYININ HİKMETLERİ VE BERAT GECESİ
Nasipse buhafta başı şaban ayına giriyoruz. İnsanlar arasında hiç önem verilmeyen bazı zamanlar, mekânlar, şa...
https://www.dilekhaniminmutfagi.com/2010/07/saban-ayinin-hikmetleri-ve-berat-gecesi.html
Nasipse buhafta başı şaban ayına giriyoruz.
İnsanlar arasında hiç önem verilmeyen bazı zamanlar,
mekânlar, şahıslar, insanların gözünde meşhur olan bazı zamanlardan,
mekânlardan, şahıslardan üstün olabilir. İnsanlar meşhur olanlarla ilgilenirken,
asıl faziletli olanlar elden kaçabilir.
Bu sözler bize şunu anlatıyor: İnsanların gafil
oldukları anlarda ibadetle meşgul olmak müstehaptır.
Ve bu Allah katında çok sevimli ve değerlidir.
Bu nedenle seleften bir grup akşam ve yatsı arasını namazla değerlendirir ve,
“Bu vakit, insanların gaflette oldukları vakittir” derlerdi.
Aynı şekilde gece yarısı da insanların zikirden gafil oldukları vakittir.
Konuyla ilgili Resul-i Ekrem (s.a.v),
“Kulun Rabbine en yakın olduğu vakit,
gecenin son bölümüdür.
Eğer Allah’ı bu vakitte zikretmeye
gücün yetiyorsa bunu yap” (Ebû Davud) buyurmuştur.
İşte bu sebepten dolayı,
Resûlullah (s.a.v) yatsı namazını gece yarısına ertelemeyi istemişti;
fakat insanlara ağır gelmesinden korktuğu için böyle yapmadı.
Bir defasında Efendimiz (s.a.v) yatsı namazı
için ashabının yanına teşrif ettiklerinde onların
geç vakitte namaz için beklediklerini görünce,
“Şu anda sizden başka yeryüzünde bu namazı
bekleyen kimse yok” (Buhârî) buyurmuştur.
Bu hadis, Allah’ı zikredenlerin bulunmadığı vakitlerde
zikretmenin ayrı bir faziletinin bulunduğuna işaret etmektedir.
Bu nedenle, sokak, çarşı ve pazarda
Allah’ı zikretmenin fazileti ile ilgili pek çok hadis ve haber nakledilmiştir.
Konuyla ilgili bir hadis de şöyledir:
“Allah şu üç kişiyi sever:
Birincisi, gece boyunca yol alan bir grup
uyumak için başlarını yastığa koyduklarında ve
uyku onlara çok tatlı geldiği bir sırada eden ve
Allah’ın ayetlerini okuyan kişi.
İkincisi, düşmanla savaşa giden bir toplulukta,
arkadaşları hezimete uğradıkları halde,
kaçmayıp sabreden ve düşmanla mücadele edip öldürülen kişi.
Üçüncüsü de bir topluluğun yanına gelip
onlardan bir şey isteyen kişiye kimse sadaka vermediğinde,
onu tek olarak yakalayarak kendisine gizlice sadaka veren kişi.” (Tirmizî)
İşte bu üç kişi Allah’a olan dostluklarından ve
sevgilerinden dolayı bunları gizlice yapmışlardır.
Allah bunları sever, dostluğuna kabul eder.
BERAAT KANDİLİ“Ey Âişe, izin verirsen bu geceyi ibadetle geçirmek
istiyorum” buyurdu, ben de,
“Anam babam sana feda olsun, izin veriyorum” dedim
ve Resul-i Ekrem (s.a.v) kalktı namaza durdu,
sonra secdeye vardı. Secdede o kadar uzun kaldı ki,
ben ruhu kabzedildi vefat etti zannettim.
Elimle ayağına dokunduğumda,
saadetli ayağını hareket ettirdi. Kulak verdim ki secdede şöyle dua ediyordu:
“Sana bütün benliğim ve duygularımla secde ediyorum.
Kalbim sana iman etti! Nimetlerini ve günahlarımı itiraf ediyorum.
Zira senden başka günahları affedecek yoktur. Allah’ım!
Gazabından rızana, azabından affına ve senden yine sana sığınırım!
Ben seni hakkı ile övüp sena edemem;
sen kendini nasıl övüyorsan öylece yücesin.
Hz. Üsâme (r,a.) anlatıyor:
“Ey Allah'ın Rasûlü! Şaban ayında tuttuğun
kadar başka aylarda oruç tuttuğunu göremiyorum,
(sebebi nedir?)” diye sordum. Şu cevabı verdi:
“Bu (Şaban ayı), Receb'le Ramazan arasında
insanların gaflette bulundukları bir aydır.
Hâlbuki o, amellerin Rabbü’l-âlemîn'e yükseltildiği bir aydır.
Ben, oruçlu olduğum halde amelimin yükseltilmesini istiyorum.”(9)
Hz. Üsâme (r.a) anlatıyor: “Ey Allah'ın Rasûlü!
Şaban ayında tuttuğun kadar başka aylarda
oruç tuttuğunu göremiyorum (sebebi nedir?)” diye sordum
. Şu cevabı verdi: “Bu, Receb'le Ramazan arasında
insanların gaflet ettikleri bir aydır. Hâlbuki o, amellerin
Rabbü’l-âlemîn'e yükseltildiği bir aydır.
Ben, oruçlu olduğum hâlde amelimin yükseltilmesini istiyorum.”(10)
İbn-i Mâce, süneninde, Şaban ayı ve özellikle gecesi hakkında
rivayet edilen şu iki hadisi Berat kaydetmiştir:
“Şaban ayının yarısı (Berat gecesi) gelince; gecesini namazla,
gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah,
o gece güneşin batmasıyla dünya semasına iner ve şöyle der:
Benden af dileyen yok mu, onu affedeyim!
Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu,
şifa vereyim!”buyurmaktadır. Mübarek üç ayların ikincisi
olan Şaban ayının Milletimiz ve İslam
Âlemi için hayırlara vesile olmasını diler, saygılar sunarız
Kaynaklar;
1) Keşfü’l Hafâ. 2.9
2) Tirmizi, Zekât: 28.
3) İbni Mâce, Savm: 4.
4)Nesei, Savm: 70
5)Nesai, Savm:70
2 yorum
Hayırlı cumalar dilerim.
Canim güzel bilgiler icin cok tesekkürler. Allahim bu aylarin hakkiyla hikmet ve bereketeni bizlerede nasip etsin insallah, sevgiler....
Yorum Gönderme